Makaleler, Tariflerim

Aykırı Bir Diyetisyen ve Hıdırellez Yoğurdunun Hikayesi

Aykırı Yogurt

Evvel zamanlardan kalan, İslamda yeri olan bir bayramdır hıdırellez. Hazret–i Musa aleyhisselam zamanında hükümdarın birinin temiz niyetli bir oğlu kendini dine verir, dinî hayat yaşayıp dinî hizmetlerle hayatını değerlendirmek ister. Babasının hükümdarlığı, makamı, mevkii onu tatmin etmez. Bu gencin o kadar mal mülke sırt çevirip kendini Hak yoluna adaması Rabb’imizin de hoşuna gider. Ona kerametler ihsan eder. Bu sebeple bu genç irşat için gezerken uğradığı çorak araziler yeşillenmeye başlar. Kupkuru çöllerin yemyeşil hale gelişi, oradan hükümdarın oğlunun geçtiğini göstermiş olur.

Arapça’da yeşilin bir adı da hıdır, hızır veya hadır olduğundan, çorak yerlerin yeşillendiğini gören halk buradan Hıdır geçmiştir diyerek Hıdır ismini yaymaya başlarlar. Kur-an da da kendisinden isim vermeden bahsedilir. Kehf Suresinde Hazret-i Musa Aleyhisselam ile Yuha nın denizin ortasında yolculuk yaparken beraberlerinde yemek için getirdikleri balığın kaçması ile başlayan hikayede  “Derken kullarımızdan bir kul buldular ki, biz ona katımızdan bir rahmet vermiş, kendisine tarafımızdan bir ilim öğretmiştik” denerek Hıdır Alehisselamı kastettiği çoğu islam âlimi tarafından iddia edilir. Bir ara Hıdır alehiselam  zamanın peygamberi İlyas aleyhisselamla da buluşur. Bu buluşma gününe halk Hıdır–İlyas buluşma günü olarak isim verirler. Sonraları bu isim yuvarlanarak Hıdırellez şekline dönüşür. 4-6 mayıs tarihlerine denk gelen bu buluşmadan sonra mevsimin değişikliği iyice hissedilir ve de yaz ayı bu tarihlerden sonra gelen sıcaklarla birlikte artık gelmiş kabul edilir. Bazı kişiler yaz aylarına(6 mayıs 4 kasım arası) Hıdır ayları demektedir.

Hıdrellez Yoğurdu Nasıl Yapılır?

Bu bilgilerden sonra gelelim bizim hikayemize. Hıdırellez günü herkes Hıdır (A.S)’ın uğradığı yerleri ziyaret edip olmasını arzu ettiği dilekleri peşi sıra sıralarken bir Yörük geleneği olarak anadoluda köylüler Hıdır’ın can verdiği bitkilerin üzerinde toplanan çiy tanelerinden sütü mayalayıp yoğurt yaparlar. Bu sanki sağlığa adanmış bir dileğin eyleme dökülüşü gibi dualarla yapılır. Mayalamak ve çiy tanelerini toplamak için daha önce kullanılmamış bir tahta kaşık kullanılır. Burada mayalarken dikkat edilmesi gereken tek şey yağmurlarla tertemiz olmuş ağacın yüksek dallarında biriken çiğ tanelerini bulabilmektir.  İlk defasında mayalandığında bu yoğurt istenilen kıvama gelmez bu nedenle bu işlem mayalanan sütten azıcık sütle 2-3 defa tekrarlanır ve sonrasında o bakir ilk yoğurt elde edilir. Yörükler bunu her sene aynı tarihlerde tekrarlayıp 1 sene boyunca sütü, ürettikleri bu yeni mayadan tekrardan mayalarlar ve eski yorgun mayalarını yenisi ile değiştirirler.

 

Bu Geleneğin Amacı Ne olabilir?

Yüz yıllardır(İÖ) yapıldığı düşünülen bu gelenekte mutlaka bir fayda vardır. Gelenekler  yaşamda faydacılık üzerine kuruludur. Aksi halde insanoğlu bu denli zahmetli bir şeyi neden her sene yorulmadan yapar ki? Bunun pek tabi bilinen bir nedeni; ilk yoğurt mayasının bu tarz bir yöntemle elde edilmiş olma ihtimalidir.Bir diğer nedeni ise faydacılık üzerine olanıdır ‘Her birey kendi yaşadığı çevrenin mikrobiyotasına uyumlu olmalıdır.’ Bu bilgi İmmünoloji derslerinde çokça üzerinde durduğumuz bir bilgidir.Örneğin Doğum sonrası evlerde oluşturulan steril ortamlar bebeğin ileride daha fazla hastalanmasına neden oluyor. Bunun nedeni zararlı mikropları öldürme amacı  taşıyan bu tarz agresif temizlik yöntemlerinin aynı zamanda çevreden ihtiyaç duyduğumuz diğer dost bakterileri de öldürmesidir. Özetle eğer yaşadığımız çevrede hasta olmak istemiyorsanız o çevrede bulunan dost ya da düşman farketmez her türlü bakteriyi bedeninizin tanımış olması gerekiyor. Tanıştırmanın en güzel yolu da soframıza koyduğumuz ve bakterilerin mucize eseri yarattığı bu besini çevreye adaptif olarak her sene yeniden üretmektir.

 

Çevre Florası ile İnsan Mikrobiyotası Uyumlu Olmalı.

Bunu farklı bir vaka örneğiyle de açıklamalıyım. Yoğurt tüketmeyi sevmediği için tüketmeyen, bunun için probiyotik destek kullandırdığım bir hastam, bana geldikten 2 ay sonra destek ürün kullanımı sona erdiğinde şikayetlerinin ciddiye alınır bir bölümü iyileşme göstermişti. Ancak hastamda hâlâ en temel şikâyetlerinden olan ağaçlık yerlerdeki hapşırıklar bir türlü geçmek bilmemişti. 1 aylık bir aradan sonra ki seans sırasında hasta yüzünde tatlı bir gülümseme:

-‘Öncelikle hocam önerileriniz üzerine evde yoğurt yapmaya başladım. Hatta mayasını memleketten  getirttim dedi. Üzerine de ekledi hocam verdiğiniz takviyeler hayatımı çok iyileştirdi ancak bu yoğurt bir başka. Bu yoğurdu yiyince bir başka güzel oldum’.

Bu örnek Bütünün parça ile olan uyumundan başka bir şey değildi. Doğa ondan bir parça taşırsan sana iyi davranmaktaydı. Yani eğer evinin önündeki çiçek, bahçende ektiğin nane, evinin arkasından kopardığın mandalina vücuduna ait bir parça olamamışsa bu bitkilere karşı hücrelerimiz yabancılaşıyor ve bunları olası bir tehlike kaynağı olarak nitelendirip allerjik reaksiyonlar şeklinde kendini gösterebiliyordu. Bu kimilerine göre teori niteliği taşısa da benim vakalarımda geri dönüşleri mükemmel bir doğal tedavi yöntemi.

 

Yoğurdu Mayalamak İçin Hıdırellezi mi Beklemeli?

Eğer etrafınızda bu yöntemle mayasını elde etmiş biri varsa ondan istemeniz bir seçenek. Ancak evde yoğurt üretirken hanımlar veya köylüler daha önceden kullandıkları kaplar ve mutfak eşyalarında kalan bakteriyel florayı da yoğurda istemeden bulaştırırlar. Sonuç olarak o eve ait mikroflora ve bakteriyel enfeksiyonlar bu yoğurt mayası ile birlikte bizim evimize gelmiş olur. Ben bu yüzden komşudan yoğurt mayası istemeyi bıraktım.  Bunun için bakirliği olabildiğince korunarak hazırlanmış(HACCP kurallarına uygun) ilk mayanızı bu işi profesyonelce hazırlayan yerlerden elde etmeniz çok önemlidir. Ya da Hıdırellezi bekleyip bir doğa yürüyüşü sonrası mayanızı alıp gelirsiniz.  Sizin de 5 mayıs yani Hıdır günlerinin başlangıcı, yazın gelişi kabul edilen bugünün hatırına. Bu günden sonra yoğurdunuzu bu yöntemlerle evde yapmanız dileğiyle. Sağlıkla Kalın…

2 “Aykırı Bir Diyetisyen ve Hıdırellez Yoğurdunun Hikayesi” üzerine düşünceler

  1. Mürüvet Nacaroğlu dedi ki:

    Verdiğiniz kıymetli bilgilerden dolayı teşekkür ederim. Bakır yoğurt mayası üretmemiz çok zor . Nerelerden temin edebiliriz bize bu konuda da yardımcı olursanız sevinirim. İyi çalışmalar dilerim

    1. sahir beyaz dedi ki:

      Biz teşekkür ederiz sevgili takipçimiz. Zincir marketlerde hazır yoğurt mayaları dolaplarda yerini çoktan aldı. Dilerseniz oradan temin edebilirsiniz. Ancak yazımdan da anlaşıldığı gibi BÂKİR maya bulma zorunluluğumuz yok. Güzel(sağlıklı- huzurlu – mutlu) insanlardan doğal yöntemle elde etmiş oldkları yoğurttan da istediğimiz oluyor. Bulamazsak ta hazır mayalara (Danem – Büyüyo Gibi örneğin) yönelebiliriz.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir