Genel

Melek

 

Melek 1 ay önce kavga ettiği annesi ile hala konuşmuyordu. Her gün evde iki yabancı gibi dolaşıyor, mutfaktan geçerken pardon diyerek annesinden yol istiyordu. Annesi kızının bu kez olgun davranıp kendisi ile konuşması için barışma adımını meleğin atmasına karar vermişti. Haklı ya da haksız olsun ilk adımı atmak kazanan olmak demekti. En kötü ihtimalle sevgisini ve saygısını kazanırdın karşıdakinin çünkü; bunu biliyordu annesi ve ona da bu tiyatral oyunla öğretmeye karar vermişti bunu. Ama bu defa fazla uzamıştı bu oyun. Meleğin de oyunu bozmaya yeterli özgüveni yoktu, azıcık kibirliydi de hani. Derken akşam olmuştu ve melek  yastığa kafasını koyduğunda sinirden ağlıyordu. Her zaman onunla bir şekilde konuşan annesi neden bu defa farklı davranıyordu anlayamıyordu. Oysa çoktan sarılıp şımartmıştı onu şimdiye. O da ergen tavırlarla offf tamam anne deyivermişti. Bu kez neden öyle olmamıştı ki!!!!

Yarın ona gününü göstereceğim, diyerek yatağında uyuya kaldı. Uyandığında bir toz bulutunun içindeydi, yaşamıyor gibiydi. Akut ekipleri onu kurtarıp hastaneye götürüyorlardı. Bugün 18 Ağustostu ve ailesinin tamamı artık yoktu. Köhneleşmiş beton yığınları birilerinin zamanında cebini doldurarak mezarları olmuştu şimdi. Kıssası da hissesi de size ait…

17 Ağustosta Gölcük depreminde hayatını kaybedenlerin her birinin ayrı bir hikayesi vardı. Bu hikayeler o gün sonlandı. Yerini yeni hikayeler aldı ve eski hikayeler önemsizleşti. İşte hayatta böyle Güzel Melek Hala bazı şeyler elindeyken, ne duruyorsun. Hikaye sonlanmadan hikayeni süslesene, hem de hemen ve şimdi

 

NOT: Bu yazı 17 Ağustos 2016 Tarihinde Gölcük Depreminde hayatını yitiren İnsanların Anısına Yazılmıştır.

İlgili Mesajlar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir